Reutlingen Derneği Fenerbahçe
08 Mart 2024

Kulübümüz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ‘Kadınlar Hayatın ve Toplumun İçinde’ isimli panel düzenledi

Reutlingen Derneği Kulübümüz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ‘Kadınlar Hayatın ve Toplumun İçinde’ isimli panel düzenledi

Açılış konuşmasını Başkan Vekilimiz Erol Bilecik'in yaptığı etkinliğe Yönetim Kurulu Üyelerimiz Selma Altay Rodopman, Simla Türker Bayazıt, efsanemiz Can Bartu'nun eşi Güler Bartu ile kulüp çalışanlarımız da katılım sağladı.

Başkan Vekilimiz Erol Bilecik: Mutluluklarla taçlanan bir gün

Başkan Vekilimiz Erol Bilecik, "Böyle muazzam bir günde sizlerle beraber olmak benim için de büyük bir gurur ve mutluluk meselesi. Mutluluklarla taçlanan bir gün. Dünyanın her yerinde 8 Mart kutlanıyor ama bizim ülkemizdeki kutlamaların coşkusu özellikle son yıllarda artıyor. Bizler için apayrı bir güzellik. Özellikle Fenerbahçe camiasının bu özel günü kendi gündeminin en yüksek, tepe noktalarına taşıması bizler için memnuniyet verici. Ev sahipliğimizi yapan Sevgili Selma’ya kulüp adına gönül dolusu teşekkürlerimi iletiyorum.

Sabah Sevgili Simla Türker Bayazıt’ın ev sahipliğinde büyük kaptan Eda’nın heykelini diktik. Heykel meselesi önemli bir mesele ama bir kadın sporcunun heykelinin dikilmesi olsa olsa Fenerbahçe’ye nasip olurdu. Biz de bunu sabah çok keyifle icra etmiş olduk.

Eda’yı anlatmama gerek yok ama şunu söylemek için altını çizmek istiyorum, yaşarken böyle efsane sporcunun heykeli çok önemli ama emin olun Cumhuriyet’in kadınlarında özgür duruşu, Atatürkçü kadınları temsil etmesi niteliğiyle Eda’nın heykeli bambaşka bir yapısı var. Hem kulübüm adına duyduğum gururu hem de siz bütün kadınların adına duyduğum gururu paylaşmak istiyorum.

8 Mart’ı bundan sonra çok daha büyük coşkularla kutlayacağımıza eminim. Fenerbahçe Spor Kulübü gibi böylesine büyük bir camia buna daha fazla sahip çıkıyor. Benim de tüm yüreğimden dileğim; siyasete daha fazla karışan, özgürlükçü iş hayatında daha fazla yer alan, daha fazla başarılar ortaya koyan daha başarılı kadınların daha fazla hayatımızda yer alması. İyi ki varsınız, iyi ki bugünü beraber kutluyoruz.

Başkanlığını yaptığım TUSİAD döneminde 2018 yılında uzun dönemler kendi aramızda tartışıyorduk. Bu kararı verdikten sonra bine yakın sivil toplum örgütü, iş adamları ifadesini iş insanları ifadesine çevirdi. Lûgatımızda iş insanı oldu. Yakışan buydu. Daha çok insan gibi insan.” ifadelerini kullandı.

Üye İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Selma Altay Rodopman: İnanan ve başaran kadınların ışığında ilham veren 8 Mart

Ardından kürsüye Üye İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Selma Altay Rodopman geldi ve konuklara hitap etti. Rodopman konuşmasında, “İnanan ve başaran kadınların ışığında ilham veren 8 Mart için bir araya geldik. 8 Mart’ın hikâyesini hepimiz biliyoruz. Tarih 8 Mart 1857. Amerika’nın New York kentinde bir tekstil fabrikasında kadın işçiler bir grev başlattı. Grev sırasında çıkan yangında 129 kadının can vermesiyle bu olay tarihe geçti. Tam 120 yıl sonra 1977’de BM Genel Kurulu’nda 8 Mart Kadın Hakları Uluslararası Barış Günü olarak kabul edildi. Dünya Kadınlar Günü’nde dünyanın dört bir yanında eşitlik talepleri yükseliyor. 8 Mart kadınların her gün süren direnişlerinin eş zamanlı haykırıldığı uluslararası bir gün.

Biz de Fenerbahçe Spor Kulübü olarak inanan ve başaran kadınların hikâyelerini dinlemek için bir araya gelmek istedik. İlham veren hikâyeleri duymaya ihtiyacımız olduğuna inanıyorum çünkü biz kadınlar birbirimizin gücüyüz. Daha çok kadının başarı hikâyelerini duydukça daha çok kız çocuğunun hayallerinin büyüyeceğine inanıyorum. Her adım önce hayal edebilmekle başlıyor. Maalesef tarih boyunca hem erkeklerin hem kadınların mensup oldukları sınıfları, ırkları, dinsel toplulukları nedeniyle dışlandıklarını çok sık gördük. Ama cinsiyetinden dolayı dışlanan sadece kadınlar olmuştur. Daha en başta tarih anlatımında kadın o kadar dışarıda bırakılmıştı ki, örneğin avcı denildiğinde hiçbir kadın avcıdan bahseden olmazdı. Oysa Yunan mitolojisi, av tanrıçası Artemis, Roma mitolojisi Diana’nın efsaneleriyle doluydu.

Kadınların başarılarını ön plana çıkartmaya ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Kadın haklarının ilerlemesi için baskı ve ortak çalışmalar yapmaya ihtiyacımız var.

New York Times yazarlarından Nicholas Kristof ve Sheryl WuDunn’ı, yazdığı ve tüm dünyada kadına uygulanan şiddeti anlatan Gökyüzünün Yarısı adlı kitap tüm dünyada ses getirmişti. Gökyüzünün yarısı. Bu tanımlamayı çok seviyorum. Biz gökyüzünün yarısıyız, peki yeryüzünün neresindeyiz?

Türkiye’de kadınlar seçme ve seçilme hakkını İsviçreli kadınlardan 36, Fransızlardan 11 ve Belçikalılardan 14 yıl önce elde etti ve bugün meclise giren 600 milletvekilinin 121’i kadın, 479’u erkek. Yani mecliste kadın temsiliyeti %20. Nüfusumuzun sadece 5’te biri. %20 meclis temsiliyeti ne demek? Dünya sıralamasında meclis temsiliyetinde 120. sıradayız demek. Temsiliyetin %47 ila 35 arasında olduğu Avrupa ülkelerinin gerisindeyiz. %35’lik Özbekistan, %34’lük Uganda, %37’lik Güney Sudan’ın gerisindeyiz. Hatta %30’luk Vietnam’ın, Sierra Leone’nin ve %29’luk Trinidad ve Tobago’nun gerisindeyiz demek.

Bu üzüntü bize yetmiyormuş gibi 31 ilimizde kadın milletvekilimiz yok. Yani kadının hiç sesi yok aslında. 2019 yerel seçimlerinde seçilen 30 büyük şehir belediye başkanının sadece 3’ü kadın. Siyasi temsilde de maalesef sınıfta kaldığımızı görüyoruz.

Diğer alanlarda nasılız? Örneğin eğitimde 1870 yılında ilk kadın müdür göreve atanmışken bugün Türkiye’de vakıf ve devlet üniversitelerinin toplamı 204 ve sadece 17’sinin rektörü kadın. Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranları da OECD ortalamalarının altında.

Evrensel İnsan Hakları nerede başlar? 27 Mart 1958’de BM’de yaptığı konuşmada Eleanor Roosevelt şu şekilde cevap veriyordu: ‘Eve yakın küçük yerlerde bireyin dünyasında içinde yaşadığı mahalle, gittiği okul, çalıştığı fabrika, adalet ve onur gibi kavramların bu yerlerde anlamı yoksa başka yerlerde hiçbir anlamı yoktur.’ diyordu. Biz bunları söylerken ‘Kadın cinayetlerini durduracağız’ platformunun verilerine baktığımızda 2023 yılında 315 kadın öldürüldü, 248 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Öldürülen bu kadınların %65’i yani 205’i evlerinde öldürüldü. Evde başlaması gereken insan hakları maalesef bir kez daha sınıfta kaldı.

Hem Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi olarak hem Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Üyesi olarak elbette kadının spordaki yerinden bahsetmezsem olmaz. Spordaki durumumuz da şöyle; 1896’da Atina’da sadece erkek sporcuların katılımıyla düzenlenen ilk olimpiyat oyunlarından tam 1 asır sonra 2012 Londra Olimpiyatları’nda ilk defa kadınlar tüm branşlarda yer aldı. Bu üzücü haberlerin üzerine güzel bir haber vermek istiyorum. Paris 2024’te kadın ve erkek sayısı eşit olacak.

Türkiye, Olimpiyat Oyunlarına kadın sporcularıyla ilk kez 1936’da katıldı. 1992’de Barcelona Olimpiyatları’nda Hülya Şenyurt, judoda bronz madalya alarak Türkiye’nin madalya kazanan ilk kadın sporcusu oldu. Spor alanındaki toplumsal cinsiyet eşitsizlikler spor bürokrasisinde de açıkça görülüyor. 2024’te 61 spor federasyonu başkanın 58’i erkek sadece 3’ü kadın. Bugüne kadar Türkiye adına 75 sporcu 104 olimpiyat madalyası kazandı. Bunların sadece 11’i kadın sporcularımızın. Şu ana kadar altın madalya kazanan Türk kadın sporcu sayımızsa iki. 2004 Atina Olimpiyatları’nda halterde Nurcan Taylan ve ondan tam 17 yıl sonra Tokyo’da millî boksörümüz Busenaz Sürmeneli 2. madalyayı getirdi.

Mecliste temsilde yerel yönetimde eğitimde sporda çalışma hayatında kadınlar olarak henüz hak ettiğimiz yeri bulamadık. Oysa bu toprakların kadınları çok uzun süredir bu konuda mücadele verdiklerini biliyoruz. 1868 yılında İttihat ve Terakki gazetesinden Rabia Hanım ‘Bizim erkeklerden ne farkımız var?’ diye açık açık soruyordu. Kulübümüzün 117 yıllık tarihine baktığımızda yine ilham veren sporcularımızın hikâyelerine rastlıyoruz. Örneğin Türkiye’nin ilk kadın mühendisi, ilk kadın voleybolcusu ve Anıtkabir’in başmühendislerinden Sabiha Rıfat Gürayman. Kıbrıs Türkleri’nin mücahidi olan komutan, doktor ve sporcu Ayten Salih. İlk kadın spiker, ilk kadın atlet Mübeccel Argun. Voleybolda millî takımın ve Fenerbahçe’nin kaptanı Eda Erdem Dündar. Ne mutlu bize geçmişte ve bugünde başarıları ile örnek olmuş, sporcu kadınlarımız ile Fenerbahçe’nin çatısı altında bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Fenerbahçe’nin gurur kaynağı basketbol, futbol ve voleybol takımlarımız olimpiyat madalyalı kadın boksörlerimiz ve daha niceleri… Konuşmamın başında da belirttiğim gibi bizlerin daha çok kadın başarı hikayelerini duymaya, daha çok ilham veren hikayeleri paylaşmaya ihtiyacımız var. Biz kadınların sesimizi daha fazla yükseltmeye ihtiyacımız var. Birbirimizden ilham almaya, öğrenmeye ihtiyacımız var. Bizim birbirimize ihtiyacımız var. Tam da bu nedenle bugün sahneyi biz kadınlara bırakıyoruz. Çok sevdiğim bir söz var; Bu dünyadaki bütün hikâyeler bir kadının içerisinde başlar. Şimdi her birimiz için Fenerbahçemizde, ülkemizde, dünyada benzersiz başarı hikayelerine birlikte yön verme zamanı.” konularına dikkat çekti.

Ardından WPP Türkiye Ülke Müdürü Arzu Ünal oturumda misafirlerle bir araya geldi. Kendi hayat hikayesini anlatarak sözlerine başlayan Ünal, kariyer basamaklarını tırmanışını, bugünün dünyasındaki kadını ve kadının doğasında var olan güçle birlikte var olduğunu ifade etti.

Organizasyonda, Fenerbahçe ve Türk voleybol tarihine adını altın harflerle kazıyan efsane voleybolcumuz Eda Erdem Dündar’ın stadımızın protokol bölümüne konumlandırılan heykelinin açılış töreni de izlendi. Ardından sahneye Heykeltraş ve Y. Mimar Pınar Öktem geldi ve misafirlere hem heykelin hikayesini hem de kadın olarak bunu yapmış olmanın gururunu paylaştı.

TÜPRAŞ Kurumsal İletişim Müdürü Çiler Teber ve BM Kadın Birimi Ülke Direktör Yardımcısı Zeliha Ünaldı da panelde birer konuşma gerçekleştirdi ve Kulübümüzün de destekçisi olduğu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunda gelinen nokta ve yapılan/yapılması gereken yatırımlar, çalısmalar hakkında bilgiler verildi.

Her branştan kadın sporcularımız da video eşliğinde salona 'kadının gücü' mesajını verdi.

Bu özel organizasyonun ilerleyen bölümünde Fenerbahçe Petrol Ofisi Kadın Futbol Takımımızın oyuncuları Göknur Güleryüz ve Ece Türkoğlu da sahneye geldi ve Fenerbahçe'nin kadına ve kadın futboluna verdiği desteği paylaştı. Kendi hayat hikayelerini de paylaşan futbolcularımız, bu camianın bir üyesi olmanın çok özel olduğundan söz etti ve Fenerbahçe markasının önemine değindiler.

2024 Paris Olimpiyatlarina kota alan Olimpik sporcumuz Hatice Akbaş online bağlantı ile salonla buluştu ve Fenerbahçe'nin kadın sporcuya verdiği destekten söz etti.

Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımız, Futbol A Takımımızın kaptanlarından İrfan Can Kahveci ile Olimpik boksörümüz Buse Naz Sürmeneli video mesaji gönderdi. Video mesajlarda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı.

Etkinlikte yer alan İrfan Can Kahveci'nin eşi Gözde Kahveci de kısa bir konuşma yaparken, son olarak eski basketbolcumuz Erdoğan Karabelen'in kardeşi Özcan Atamert sahneye geldi ve salona hitap etti. 8 Mart'ın öneminden bahsettiği konuşmasında, kadının isteyince her şeyi yaoabileceğine vurgu yaptı.

Konuşmaların ve oturumların ardından bu özel organizasyona katılan konuşmacılara Yönetim Kurulu Üyelerimiz Selma Altay Rodopman ve Simla Türker Bayazıt tarafından Cumhuriyetin 100. yılı forması hediye edildi.